Nasıl Başladı...

Bazen hayat, küçük bir mesajla bambaşka bir yola girer. Bizim hikayemiz de tam olarak böyle başladı. Belki de o gün, o mesajı atmasaydı… Ya da cevaplamasaydım… Şu an burada, birlikte olmayacaktık.

Her büyük aşk, küçük ama cesur bir adımla başlar.

O ilk mesaj, sıradan ve karmaşık bir günün içinde bir umut ışığı gibiydi. Ne çok şey anlatıyor, hissettiriyordu birkaç kelime... Merak, heyecan, çekingenlik ve içten bir samimiyet.

İlahiii İlayda... :)

O mesajın ardından gelen her yazışma, bizi birbirimize biraz daha yaklaştırdı. Günler, haftalar, aylar derken; sadece birbirimizin cümlelerinde değil, kalbimizde de yer etmeye başladık.

Zamanla yazılarımıza sesler, seslerimize yüzler, yüzlerimize dokunuşlar eklendi. Ve bugün buradayız... Aynı hikayenin içinde, geleceğe umut oluyoruz.

Aynı posta dokunan iki parmak, iki kalbi birbirine yaklaştırdı.

O gönderi belki yüzlerce kişi tarafından beğenildi ama o gün, o an, ikimizin de orada olması bir tesadüften çok daha fazlasıydı. Aynı şeye gülmüş, aynı satırdan etkilenmiş, aynı duyguda buluşmuştuk. İşte o beğeniyle başlayan küçük rastlantı, zamanla büyük bir hikayeye dönüştü.

Beğeni bir mesaja, mesaj bir sohbete, sohbetse bir aşka evrildi. Her adımda biraz daha yaklaştık birbirimize. Dijital bir rastlantı, kalplerimizde en gerçek hislere dönüştü.

Bugün yaşanan bu masalsı aşk, o ilk beğeninin hatırası. Çünkü bazen bir aşk, algoritmaların arasında değil, iki kalbin aynı anda aynı şeye dokunmasında başlar.